İsmini "kafa defteri" koyduğum ve düzenli tuttuğum defterlerim var.
Bazan eski bir defteri yıllar sonra açar okurum, sanki zaman makinasına binmiş gibi o ana götürür beni.
Yaşadığım bir olay hakkındaki notlarım, o olayın hayatımdaki (o anki) anlamı, ve bana hissettirdikleri.
Artık hikayeye göre, bazan hayata geçirebildiğim bir plan, bazan çuvalladığım bir iş...
O hikayelerin içindeki "benim" o anki hisleri. Ve o hikayelerin bana yıllar sonra hissettirdikleri...
İnsan; kendini ve hislerini kağıt üzerinde "gerçek anlamı" ile ifade edebildiğinde, bilinçaltının bulanık bölgesini de keşfetmeye başlıyor.
Çünkü yaşamlarımız, geçmiş olaylardan çok onları nasıl hatırladığımız ile alakalı.
Odaklanarak günlük tutmak, yaşadığımız olaylara farklı bir bakış açısı getirip, iyileşmeye ve güçlenmeye de yardımcı oluyor.
Eski bir kızılderili hikayesinde olduğu gibi...
Yaşlı adam "kalbimde savaşan iki kurt varmış gibi hissediyorum" der.
Bir kurt intikamcı ve öfkeli olan. Diğer kurt ise sevgi dolu ve şefkatli olan.
Kalbinde hangi kurtun kazanacağı sorulduğunda ise, yaşlı adam,
"Benim beslediğim" der.
Sen hangi hikayeyi yaşıyorsun? Hikayeni nasıl hatırlamayı seçiyorsun?
Seni iyileştiren hikayeleri "beslemeyi" öğrenmek istiyorsan,
İşe yazmakla başlayabilirsin.
Comments